ÇERKESLER KİMDİR ?
Başlıca kabileleri Kabardaylar, Besleney (Besni) Kemirguvey (Temirgoy-Çemguy)ler, Şapsığ (Şapsug)lar, Janeler, Natukhaylar, Ubuh (Ubih-Vubıh-Ubukh)lar, Abhaz (Abzakh)lar, Bjedug (Bjedugh)lar ve Mamus (Makhos)lardır. XIX.yy.ın ortalarında Çerkesler`in toplam nüfusunun ne kadar olduğu hakkinda kesin bir sonuca varmak pek mümkün değildir. Çeşitli kaynaklarda verilen rakamlar 400.000 ile 1.500.000 arasında değişiyor. Çerkes kabilelerini Metçunatuka dil yönünden üç ana gruba ayırıyor.
1- Kuzey Çerkesleri ( Abzah, Hatukay, Kemirguvey, Adamey, Mahos, Şapsığ, Natukhay ve Ubuh kabileleri)
2- Büyük ve Küçük Kabardaylar ile Besleneyler.
3- Abazalar Dil bakımından Kuzey Çerkesleri (Ubuhlar hariç olmak üzere) birbirini anlayabilirler.
Ancak bunlar ile Abhaz-Abazalar anlaşamaz. Ubuhlar da Abhaz-Abazalara daha yakın oturdukları için onların tesirleri altında kalarak Kuzey Çerkesleri`nden dil yönünden farklılaşmışlardır. Bu nedenle dilciler genellikle Ubuhları Çerkesler ile Abhaz-Abazalar arasında ara yerde bulunan ve ayrı bir kabile olarak ele alırlar. Aslında bütün Çerkes kabileleri ile Abhaz-Abazalar aynı kökenden geldikleri halde iki gurup birbirinden genel olarak Kafkas Dağları ile ayrılmışlardır.
Kuzey Çerkesleri`nin yüzleri kuzeye, yeni Kuban Nehri`ne doğru dönük olduğu halde, ikincilerin yüzleri ve ilişkileri daha çok Karadeniz`e ve Gürcistan istikametine dönüktü. Abhazların iç kesimlerde ve dağlar arasındaki vadilerde oturanları (Abazalar) Çerkesler ile köprü görevini görmüşlerdir. Karadeniz kıyılarında oturan Abhazlar Gürcülerle yakın ilişkiler içerisinde oldukları gibi, aralarında onların tesiriyle Hıristiyanlık dahi yayılmıştır.
A-Kabardaylar
En kalabalık Çerkes kabilesidir. Büyük ve Küçük Zelençuk havzalarından güney-doğuya doğru Vladikafkas`a kadar uzanan ve Kuma ile Terek`in yukarı kollarının suladıkları geniş bölgede otururlar. Batı komşular Beslenenler (ki Kabardaylar`ın bir kolu olarak kabul edilir), Abazalar, doğu komşuları Çeçen İnguşlar, güney komşuları ise Karaçay-Balkarlar`dır. Büyük ve Küçük Kabardaylar olmak üzere iki guruba ayrılırlar. Büyük Kabardaylar Nalçık çevresinde, Küçük Kabardaylar ise Mozdok (Mazdek ve ya Mazdegü) çevresinde otururlar. Bu kabile Kafkasya`nın en hassas noktalarından birini tutar (ki Daryal Geçidinin ağzıdır burası) ve aynı zamanda doğu ve Batı Kafkasya arasında köprü görevini yapar, burası. Ancak XVI. yy.dan itibaren genellikle Kabardaylar`ın Rusya ile ilişkileri iyi olmuştur. Hatta Kabardaylar`ın prens sülalesi ile Rus Çarları arasında akrabalık bağları dahi kurulmuştu. Arazilerinin Rusların saldırılarına açık olmasının onları Ruslarla iyi geçinmek mecburiyetine sürüklediğini dikkate almak gerektir. Bu nedenle Kabardaylar Ruslarla mücadelelere diğer kabileler kadar katılmamışlardır. Ancak, bazı guruplarının soydaşlarının mücadelesine seyirci kalmamak için Abhazların yanında yer almış oldukları da görülmüştür. Ancak ana kitle bu savaşlara karışmadığından ( Hatta 1848-1849 da Şeyh Şamil Kabardaylar `ı kendisiyle birleşmeyle sevk etmek amacıyla Kabarday mıntıkasına doğru bir harekat düzenlemişse de Kabardaylar`ın tarafsızlıklarını değiştirmediği için bir şey elde edemeden geri dönmek zorunda kalmıştı), Ruslar onları yerlerinden çıkartmaya kalkışmamışlar ve dolayısıyla bu kabileden göç edenler çok az olmuştur.
B-Besleneyler
Büyük ve Küçük Lafa Vadileri ile Urup (Varca) havzasında otururlardı. Ayrıca Kuban Ovası ile Çeçen, Fars ve Sefir vadilerine kadar da yayılmışlarıdır. Genellikle Kabardaylar`la birlikte zikir edilirler. Zaten belirttiğimiz gibi Kabardaylar`ın bir kolu oldukları söylenmektedir. Kafkas kabilelerinin en asilli ve fiziksel yapı bakımından en güzel insanların çıktığı bir kabile olarak kabul edilirler. Batılarında Kemirguvey`ler ve Abhazlar bulunur. Güney-Batı ve güneylerinde ise Barakay, Kazilbeg, Seregey ve Basilbeg gibi Abaza oymakları bulunur. Kuzeyden ise Besleneyler`in arazisi Kuban Nehri tarafından sınırlanır.
C-Kemirguveyler
Kuban Nehri ile Lafa ve Sagvase nehirleri arasındaki bölgede otururlar. Üç guruptan meydana gelirler. 1-Kuban Nehri`ne doğru Adameyler 2-Ciraki ve Ratazay civarında Yegerkoylar 3- Kiraylar, Kemirguveyler`in yasadıkları belge kuzeyden Kuban, doğudan Beslenenler, batıdan Bjeduglar, güneyden ise Abhazlar tarafından çevrilir.
D-Şapsığlar
Kuban Nehri`nin güneyindeki düzlük ile Kafkas Dağları`na kadar uzanan bölgede ve doğudan Bjeduglar ve Abhazlar, batıdan ise Natukhaylar`la çevrilidirler. Yurtlarını başlıca Psekups, Psehis ve Pseha ırmakları gibi Kuban`a dökülen akarsular. Şapsığlar`ın bir gurupları da Kafkas Dağları`nın güney eteklerinde Psizuy Vadisi`nde oturur. Natukhaylar`ın da Şapsığlar` dan ayrılmış bir kütle oldukları da ileri sürülüyor. Bunların Tuapse yakınlarında oturan kolonilerine "Küçük Şapsığlar", dağların kuzeyinde Kuban`a doğru oturan ana kütlelerine ise "Büyük Şapsığlar" denir
E-Janeler
1778`e kadar Kuban`ın sağ sahilinde oturan Janeler, Rusların üzerine bu nehrin sol kısmına çekilmişlerdir. 1864`e kadar Adegum ırmağı boyunca ve Psets ile Kholay vadilerinde, Karakubanski Adası`nda yasadılar. doğudan Şapsığlar, güneyden de Nakuthaylar ile komşu idiler. Ancak büyük ölçüde bu iki kabileye karışarak erimiş olduklarından, göç devresinde nüfusları çok azaldı.
F-Natukhaylar
Karadeniz kıyılarında, Taman Yarımadası`ndan kıyı boyunca Şapsığ, Ubuh ve Abzah bölgelerine kadar uzanan alanda yasıyorlardı. Adegum, Tsemez, Tasips, Bakan, Liesepsin, Kudak, Nefilh (Nepih), Psif, Khups, Prebeps vadileri Natukhaylar`a ait idi. Anapa ve Novorrossiki çevrelerinde daha yoğun olarak bulunuyorlardı. Kafkasya`da Rusya`ya karşı en faal bir biçimde karşı koyan kabileler arasında yer almışlardır.
G- Ubuhlar
Natukhaylar, Şapsığlar, Abhazlar ve Abhaz-Abazalar arasında ve Karadeniz kıyılarına doğru uzanan bölgede oturmaktaydılar. Sagvase (Byelaya) ile Pseha ırmaklarının kaynakları ve Ziguebze (Zuebze) Lou (Lon), Nige, Bath, Dağomeps, Psikh, Sase (Sakhe) ve Harmis ırmaklarının vadileri de Ubuhların bölgesinde idi. Ruslara en son teslim olan kabilelerdir. Tamamı 1864`de göç etmiş olduğundan Kafkasya`da hiç Ubuh kalmamıştır.
H-Abhazlar
Kabardaylar` dan sonra en kalabalık Çerkes kabilesidir. Bu kabilelerde Ruslara karşı mücadelelerde Natukhaylar ve Ubuhlar`la birlikte en ön saflarda yer almıştır. Bu kabile aynı zamanda diğer Çerkes kabilelerine nazaran en demokrat kabiledir. Aralarında asillerin nüfuzu daha az ve sınıf farklılıkları daha az belirgindir. Bu kabile, Kafkas Dağları`nın kuzey eteklerinde ve Kuban`ın orta mecrasına katılan kollarının suladıkları bölgede yasarlar.burası Batı Kafkasya`nın merkezi kesimi olduğundan tabii olarak Abhazlar`da denebilir ki Ruslara karşı en önemli ve etkili mukavemet gösteren kabile olmuştur.
Başlıca;
1-Sagvase, Khurçips, Pseha, Pkhats, Tfiseps kolları,
2-Laba, Psizun, (Psizuy-Malaya Laba) Segupsin, Hagur, Fars kolları,
3-Psij, at(Mart), Pças(Pçah) kolları,
4-Psekups ırmağı vadilerinde oturmaktaydılar.
I-Bjeduglar
Doğudan Kemirguveyler, batıdan Şapsığlar, güneyden Abzahlar, kuzeyden de Kuban Nehri tarafından sınırlanırlar. Rusların XIX. yy. başlarındaki baskılarına kadar Kuban Nehri`nin Kuzeyinde otururlardı. Kuban`ın güneyinde göç ettikten sonra Psikh, Mart (Psikhomat), Pçah, Psekups, Çebi, Unabat ve Sup vadilerine yerleşmişlerdi. Nispeten küçük bir kabile idi.
J- Hatıkoylar
Küçük bir kabiledir. Osmanlı topraklarına göç eden nüfus içerisinde bu kabileye mensup kişilerden de söz edilmektedir. XVII. yy.ın sonlarında Bjeduglar`ın batısında ve Kuban Nehri`nin sol tarafı ilk yarısında daha doğuya kayarak Bjeduglar ve Kemirguveyler`in arasına yerleşmişlerdir.
K- Makhoclar
Bu kabile de küçüktür. Ancak bunlardan da bilhassa 1858-1859 yıllarında bu tarafa bir çok grubun göç etmiş olduğuna dair kayıtlara Osmanlı Arşiv Belgelerinden rastlanmıştır. Bu kabile Laba ve Sagvase ırmaklarının orta mecraları arasında ve Fars`ın yukarı boylarında oturuyordu. Daha önceleri ise Batıkoy`un kuzeyinde ve Laba`nın batısında oturmaktaydı.
2- ABHAZ-ABAZALAR : Genel olarak kıyı kesimlerde oturanlar Hıristiyan iken, iç kesimlerde ve dağlar arasındaki vadilerde oturanlar (Abazalar) Müslümandı lar. Dilleri çerkes kabilelerinin dillerinden oldukça farklılaştığından, Kafkas dilleri arasında ayrı bil dil gurubu olarak ele alınır. Kıyı kesimlerde oturan ana Abhaz kitlesinden ayrı olarak dağlarda ve Kabardaylar ile Besleneyler`e yakın olarak oturan Abazaların şivelerinde farklılıklar ortay çıkmış ise de ana kitle ile zorluk çekmeden anlaşabilirler. Ancak ilişkileri ana kitleden çok Kabardaylar ve Besleneyler ile daha kuvvetli olmuştur. Abhazlar Ingur Irmağı`ndan kuzeye doğru Kafkas Dağları`nın zirvelerine ve Karadeniz kıyıları boyunca Adler`in ötesine kadar uzanan geniş bir bölgede yasarlar. XIV.yy.a kadar Kuban boylarına kadar olan sahada da kolonileri vardı. Ancak kuzeyden inen Kabardaylar`ın baskısı sonucunda yerlerini tümüyle onlara bırakılarak ana kitleleriyle Karadeniz kıyılarına inmek zorunda kaldılar. Bununla beraber Kafkas dağları üzerinde ve Kuban Nehri ile bu nehre katılan ırmakların kaynaklarında bir kısmı kalmaya devam etti. Bunlar (yani Abazalar) kendilerini kuzey ve kuzeybatıdan çeviren Kabardaylar ve Besleneyler`in tesiri altına girmişler ve birincilerin egemenliğini kabul etmişlerdir. Abhaz-Abazalar güney ve güney-doğudan Gürcülerle kuzey-doğudan (aşağıdan, yukarı doğru) Svanlar, Karaçay-Balkarlar ve Kabardaylar ile komşudur. Kuzeyden ise Besleneyler, Abzahlar ve Ubuhlar ile çevrili idiler. İki ana kitleye ayrılırlar.
1-Abhazlar (Kendilerine Apsuva derler),
2-Abazalar (Abazinler, kendilerine Asuva derler)
1-Abazalar : Karadeniz kıyıları boyunca Ingur Nehri`nden Adler`in ötesine ve hatta Soçi yakınlarına kadar uzanan kıyı şeridinde ve Ingur Vadisi boyunca iç kesimlerde otururlar. Belli başlı oymaklı beş tanedir; Kıyı boyunca kuzeyden güneye doğru Ciget (Ziget)ler, Abziblar, Ahçipsular (Ahçipsa). İç kesimlerde ise kuzeyde Zamballar (Hirps veya Tzaballar), güneyde ise Aybga. Bu kıyı Abhazların bir kısmı ise Rusya ile iyi geçinme politikasını benimsemiş, bir kısmı ise Çerkes kabileleri ile birlikte veya ayrı olarak Rusya`ya karşı mücadele etmiştir ki bunlar genellikle Müslüman Abzahlar dır.
2-Abazalar : Kuban`ın kaynaklarına yakın olan bölgede ve yukarı boylarında oturanlar iki ana guruba ayrılır.
1-Tapanta (Altı Kesek Abaza): Kuban kaynakları, Büyük ve Küçük Zelençuk vadilerinde otururlar. Yurtları Kuma ve Podkumuk sularına kadar uzanır. İsimlerini beylerinden alan altı guruba bölünürler. Dudaruk, Lo, Kliiç, Kyeç, Biberd ve Cantenir.
2- Skaraya(veya Askar): yedi oymadan meydana gelir: Mudavey, Kazilbeg, Segerey, Tam, Basilbeg, Barakay ve Bag. Bu Abazalar Rusya ile savaşa en şiddetli bir biçimde katılmışlardır.
5- ÇEÇEN-INGUSLAR : Esas yurtları; Vladikafkas`ın doğusuna düşen ve Terek Nehri`nin kolları olan Sunja ve Argun`un suladıkları bölgedir. Kuzeyde Terek Nehri`ne, doğuda Andi-Koysu ve Andu Irmakları`nın arasındaki arazinin ve Ortalarına kadar yayılırlar. Güneyde Gürcülerin irtibatı vardır. Batıda Daryal Geçidi ve daha güneye doğru Osetler` le komşudurlar. Doğuda ise Avarlar ve Andiler bulunur. Genel olarak Çeçen-İnguşlar Kafkasya`nın stratejik önemi en büyük noktalarından birine sahiptirler ve bu sayede Daryal Geçidi`ni tehdit edebildikleri gibi, Doğu Kafkasya ve Batı Kafkasya arasında irtibatı korumak ve sağlamak için Kabardaylar`ın sahip oldukları avantaja bunlarda sahiptirler.
Yurtları sarp, dağlık ve ormanlık olduğu için, içine girilmesi zor ve tehlikelidir. (Elbette düşmanları, simdi de özellikle Ruslar için). Ayrıca bunlar son derece savaşçıdırlar. Bilhassa arazi şartlarından yararlanarak Rus birliklerine karşı giriştikleri çete savaşı ile çok başarılı olmuşlardır. Dinlerine ve hürriyetlerine olan düşkünlükleri nedeniyle Şeyh Şamil`in en sadık tarafları olmuşlardır...Doğu Kafkasya`nın düşmesinden sonra dahi bir çok defa Rus idaresine karşı ayaklanarak, onları uğraştırmışlardı. Üç guruba ayrılırlar;
1- Çeçenler (Kendilerine Nokhçi derler),
2- İnguşlar (Kendilerine Galgay derler),
3- Kistler, Çeçenler ana kitleyi meydana getirirler. Argun ve Aksay havzaları ile Grozni çevresinde otururlar. İnguşlar ikinci öneme sahiptirler ve Asa ile Syunja ırmakları arasında ve Terek Nehri`ne doğru kuzeye yayılırlar. Kistler ise hem sayıca ve hem de siyasi ve askeri yönlerden önemli değildir. Bunlar Tusa ve Alazan ırmaklarının kaynaklarında otururlar ve Gürcü unsurları tarafından çevrilidirler. Dulaurier`ye göre (1861 de) Çeçenler (herhalde diğer guruplarda dahil olarak) 198.000 nüfusa sahip olduklarını belirtiyor. Orselle 150.000 diyor (1885). Bryce (1877 için) 115.000 Letters....`nin yazarı ise (1859 da) 60.000 erkek demişti. 1839 da Çeçenler 408.000, İnguşlar 92.000, Kistler 2.000 nüfus olarak hesaplanmıştır. Çeçen-İnguşlar`ın bir özelliği de asilzadelerin fazla bir nüfusa sahip olmayışıdır.
7- OSSET (OSET-ASETlN)LER : Aslen Alanlar`dan geldikleri kabul edilmektedir. Dilleri de İranlıların diline çok yakındır. Ancak Kafkas dillerinin etkileri altında önemli değişiklikler geçirmiştir. Kafkasya`da Daryal Geçidi`nin güney ağzında otururlar. doğularında Çeçenler, kuzeylerinde İnguşlar ve Kabardaylar, batılarında Abazalar ve Gürcüler bulunur. Güneyden de yine Gürcülerle komşudurlar. Onlara Çerkesler Kusha, kendileri ise İron derler. Daryal Geçidi`nden başka Liakkva ve Ksa vadilerinde, güneyde Kura`ya doğru Uruk, Fiag-Don ve Ardon ile Yukarı Terek boylarında da yasarlar. İki guruba ayrılırlar;
1- İron,
2- Digor. Bir ayrı gurupları da Yukarı Kura`nın sağ kıyısı ile Trialet Dağı`nda ve Borjom`un doğusunda oturuyor. Osetlerin çoğunluğu Hıristiyan olduğu için ne Rusya`ya karşı olan mücadeleye, ne de göç hareketine etkili bir şekilde katılmamışlardır. yalnız Müslüman olanları (ki sayıca çok az oldukları anlaşılıyor) aslen Oset olan Gen. Musa Kundukhov ile birlikte göçe katılmışlardır. nüfusları konusunda Orsolle`de 110.000, Bryc de yalnız İronlar 30.000, Müller-Hyvarnat`da ise 60.000 ile 110.000 rakamları veriliyor. 1897 nüfus sayımına göre 67.300 kişiydiler..
DÜNDEN BUGÜNE OSETLER: Dağlık yörelerde dağınık guruplar halinde yasayan Osetler "yurttaş Toplulukları "seklinde örgütlenerek, geleneksel sosyo-politik birliklerini yeni koşullar içerisinde tekrarlamışlardır. Oset yurttaş toplulukları eski Hint-Irani toplumsal kurulusunun biraz değiştirilmiş bir seklindeydi. Bu toplulukların üyeleri her biri toprağın ayrı kısmına sahip üç klandan (boydan) oluşuyordu. Topluluğun birliğinin ideolojik kanıtını, söz konusu üç klanın (yani bütün yurttaşların) aslinin ortak atadan geldiği yolundaki apik efsane sağlamaktaydı. Böylece Hint-Irani`lere özgü toplumsal ayrımın üç öğeli şeması canlandırılmış olmaktaydı. yurttaşlar toplumunun mükemmel örneği Ari üç işlevliğinin gelenek ve uygulamalarını XIX. yy.`ın ortalarına kadar koruyabilen Alagir Toplumu oluşturmaktaydı. Alagir Toplumunun toprakları üç kısımdan kuruluydu ve Kusagonti`ler, Tsarazonti`ler ve Sidamonti`ler olmak üzere üç klandan oluşuyordu. Efsaneye göre, daha sonraları Osetya` nın dört bir tarafına yayılan Alagir toplumunun bu eski klanları Osetlerin atası sayılan Os-Bagatar`in neslinden gelmekte ve onun üç oğlunun (Kusagon, Tsarazon ve Sidamon) adlarını taşımaktaydı. Üç Klanın işlevsel evrensel uzlaşması dini Kusagonti`lere savaşı Tsarazonti`lere üretimi ise Sidamonti`lere bırakıyordu. Osetya`daki yurttaş toplulukları işgal ettikleri toprakların büyüklüğü ve nüfusları açısından farklılıklar göstermekteydiler. Efsanevi ataların adları da farklıydı. (örneğin Kurta Toplumu`nda Kurta ile üç oğlu, Dargavs`ta Kambi ile üç oğlu vs.). Fakat bütün toplulukların örgütlenme biçimleri ayniydi. Topluluğun varlığının temelini toprak oluşturuyordu.
8- TAT (PADAR)LAR: Safeviler tarafından Bakü, Küba, Samahi, Derbent ve Zakatali mıntıkalarında yerleştirilmiş olan Iranlılar` dır. Pehlevi Dili`ni konuşurlar. 1877`den önce 64.656 kişi, 1897 de ise 91.300 nüfusa sahip oldukları ileri sürülüyor. 9- KUMUKLAR: Ağırlıkları Sulak Irmağı`nın aşağı mecrasının iki tarafındadır. Kuzeyde Terek Nehri`ne kadar, güneyde de Makhaçkale`nin güneyine kadar uzanan alçak arazide `otururlar. Gene( olarak Dağıstan`ın kuzey-doğu ve doğusundaki Hazar Denizi`ne kadar uzanan düzlükleri işgal ederler. Kafkasya`ya ne zaman ve nasıl geldikleri kesin olarak bilinmemektedir. Onları, Hazarlara, Kimaklar`a, Gazi-Kumuklar`a ve hatta Karaçay-Balkarlar`a bağlayanlar bulunmaktadır. Ayrıca Hazar Denizi kıyılarında oturdukları ve kıyıdaki "kum "dan kaynaklanan "Kumuk" ismini aldıklarını ileri sürenler dahi vardır. Makhaçkale, Kaspiiski, Hasavyurt, Babayurt, Buynakski ve hatta Izberbas şehirleri Kumukların yaşadıkları alana dahildirler. Kumuk Türkçesi üç lehçeye ayrılıyor;
1- Buynak,
2-Ha-savyurt,
3- Kaytak. nüfusları ise 1880 de 80.000, 1926 da yaklaşık 150.000 olarak hesaplandığı halde 1959`daki resmi sayımda 134.967 nüfus çıkmıştır. Kumuklar arazilerinin açık ve savunmasız olusundan ve kendilerinin de daha önce bahs ettiğimiz dağlı kabileler kadar savaşçı özelliklere sahip olmayışlarından ötürü olacak, Ruslara karşı direnişte bulunmamışlar ve göç edenler de nispeten az olmuştur.
6- Dağıstanlılar : Tüm doğu Kafkasya`yı kaplar. Ancak Kafkasya`nın yerlisi onları (Avarlar, Lezgiler, Gazi-Kumuklar ve Darginler) daha çok Dağlık bölgede yasarlar. Hazar Denizi`ne doğru uzanan veya kuzeydoğuda Sulak ve Terek Nehirleri`nin aşağı mecralarını da içine olan ovalık ve düzlük ( hatta daha kuzeyde step görünümlü alan ) kesimde Türk asilli kabileler ( Kumuklar, Azeriler, Türkmenler ve hatta Nogaylar ) yaşarlar. dağlı kabilelerinin aralarında bulunan engeller ( dağlar, tepeler, derin vadiler, vs.) batıdaki kadar olmasa da buradaki kabileler arasında da farklılıklar doğmuştur. Ovaya doğru ( kuzey, doğu veya güneydoğu istikametinde ) olan yerlerde yasayan kabilelerin mensupları genellikle Türk kabileleri ile siki ilişkiler içerisinde bulunmalarından dolayı Türkçe de bildiklerinden, bu dil doğu Kafkasya`da ortak bir anlaşma vasıtası olarak kullanılmaktadır. Siyasi ve askeri yönden bütün dağlı kavimler gibi Dağıstanlılar da savaşçı, aktif ve hürriyetlerine düşkündüler. Bu nedenle bu bölgede ( yani bütün Dağıstan`da) ovali kesim, Dağlık kesime tabi olmuştur. Şeyh Şamil`in Dağıstan da en fazla dayandığı kabileler ( bilhassa) Lezgiler ve daha az olmakla beraber Avarlar da dağlı kabilelerdir. Dağıstan`ın nüfusu A. Cevdet Paşa (1878 de) 270.000 hane olarak tespit ediyor. Allen-Muratoff ise "Mürid Savaşları" sırasında doğu Kafkasya kabilelerinin nüfusunu tahminen 500.000 olarak veriyor. Binbaşı Nazmi ise 1956 da Dağıstan`ın Müslüman nüfusunu 1.450.000 olarak veriyor.
A- Avar (Andelal)lar (Andilerdahil) Dağıstan`ın kuzey-batısındaki Koysu Irmağı`nın Andi, Avar ve Kara kollarının kaynakları civarındaki bölgeler ile kuzeye doğru Kumuklar` ın oturdukları alçak ovaya doğru uzanan kesimde ( Çir-Yurt`a kadar) yasarlar. Güneyde ise Zakatali Mıntıkası`na kadar olan bölgede bulunurlar. doğularında kuzeyden, güneye doğru Kumuklar, Darginler ve Gazi-Kumuklar (Laklar) güney doğularında ise Lezgiler bulunur; Kuzeybatılarında Çeçenler, güney batılarında ise Gürcüler bulunurlar. Lezgiler`den sonra Dağıstan`ın en kalabalık kabilesi Avarlar`dır. Dil yönünden üç gruba ayrılırlar;
1- Avar,
2- Andi,
3- Dido (Tsez).
En kalabalık gurubu esas Avarlar meydana getirirler. Bunlar kuzeyde Sulak Irmağı`ndan (orta kesimleri) güneye doğru Zakatali yöresine kadar uzanırlar. Andiler ise Bottlih, Godoberi, Karatin, Bagvalal, Çamalal, Tindi ve Açvaçis gibi alt guruplara ayrılırlar. Dido gurubuna ise Hinuk, Çvarsin ve Kapuçinler dahildirler. nüfusları ise 1939 nüfus sayımına göre (bir fikir vermek amacıyla veriyoruz) Avarlar 170.000, Andiler 30.000, Didolar 10.000 kişi olarak sayılmıştır. Avarlar aslında Avar Hanlığı`na bağlı idiler. Hamzat Bek ve sonra da Şeyh Şamil bir zorla, biraz da propaganda ile Avarlar`ı Müridizm`e bağlamışlarsa da, Şeyh Şamil`in hakimiyetinin ortadan kalkacağının anlaşılması üzerine onu terk etmişlerdir.
B- Lezgiler Dağıstan`ın güney-doğusunda yasarlar Samur Nehri`nin orta ve yukarı mecralarında ve Samahi yöresine kadar uzanan alanda yayılmışlardır. doğu ve güney-doğuda Azeriler ile karışmışlardır. Kuzey ve kuzey-batıda Dargin, Lak ve Avarlar`la komşudurlar. Türkçe bilhassa Lezgiler arasında geniş ölçüde yayılmıştır. Rutul, Kütin, Agul, Budukh, Dzekh, Tabasaran, Tsakhur, Udi ve Khinalug gibi alt kollara ayrılırlar. Kürinler ve Tabasaranlar en kalabalık guruplardırlar. Lezgiler`in toplam nüfusu hakkında ise A Cevdet Paşa içlerindeki Türk nüfusu ile birlikte 50.000 hane derken, Orsolle 560.000 kişi olduklarını ileri sürmüştür. Lezgiler, Çeçenlerle birlikte Şeyh Şamil`in en sadık taraftarları olmuşlardır. Ancak göç etmeleri konusunda Rusların bir baskısı ile karşılaşmadıkları gibi bunlardan çok az nüfusun göçüne dair kayıtlara arşiv belgelerinde rastlanmıştır.
C- Gazi-Kumuk(Lak)lar Dağıstan`ın merkezinde otururlar. doğuda Darginler, bati ve kuzeyde Avarlar, güneyde de Kuralılar vardır. Kendilerine Lak (veya Lek) diyorlar. Bugün Akusin, Soradin, Kurakh, Rutul ve Dakhadayev kazalarında ve Ayrıca Makhaçkale, Buynakski, Hasavyurt ve Kaspiiski`de otururlar. 1886 da 51.000 kişi olduklarını Orsolle ileri sürüyor.
D- Dargin (Dargi)ler Derbent Geçidi`nin kuzey-batısında, Hazar Denizi kıyılarına kadar yayılmışlardır. Kuzeylerinde Kumuklar, batılarında Avarlar en aşağıda Kazi-Kumluklar, güneylerinde de Kaytaklar bulunurlar. Konuştukları dil Lezgiler`in konuştuklarına yakındır. Bu nedenle Lezgi kabileleri arasında da sayılırlar. Akusa, Sutkur, Sirhal, Urkarak, Horakan, Kaytak (Haydak) ve Kubaçi gibi oymaklara ayrılırlar. Merkezleri Lavayi kasabası idi. Darginler`in en önemli oymakları (daha doğrusu grupları) Kaytaklar ve Kubaçiler`dir. Bunlardan birinciler Hazar Denizi kıyılarında Buynakski ve Derbent arasında otururlar ve Türkçe konuşurlar. ikinciler ise Kubaçi Kasabası`nda ve çevresinde otururlar. Maden isçiliği ve el dokumacılığından büyük bir şöhret sahibidirler. Bilhassa geçen yüzyıllarda Kubaçi isleri Ön Asya`da büyük değer taşırdı..10- Karaçay - Balkar (Malkar)lar : Xlll.-XV.yy. lar arasında Kabartayları doğuya doğru yayılmalarına kadar Kuban, Terek ve Kuma nehirlerinin orta ve yukarı mecralarında ve onlara katılan akarsuların boylarında geniş bir sahada yasıyorlardı. Ancak Kabartayların baskısı ile Kafkas Dağları`nın zirvelerine doğru çekilmek zorunda kalmışlar ve Elbruz Tepesi`nin etrafındaki sarp ve yüksek araziye yerleşmişlerdir. Bunların da kaynakları pek belli değildir. Her iki boy da genellikle bir arada zikredilirler. Zaten aralarında çeşitli yönlerden bakıldığında pek bir fark yoktur. Hazarlar, Bulgarlar veya Kipçaklar`dan geldiklerine dair çeşitli görüşler vardır. Bunlar çevrelerinin genel olarak Çerkes-Abaza kabileleri tarafından çevrili olmasından dolayı, geniş ölçüde onların etkileri altında kalmışlar ve yarı Çerkeşleşmişlerdir. Ruslara karşı da mücadele etmişler ve önemli oranda nüfusları da Anadolu`ya göç etmiştir. 1866 da Karaçaylar 13,400, Balkarlar ise 10,100 kişi idi. 1897 de birinciler 27,000, ikinciler 23,100 kişi olmuştur. 1959 da Karaçaylar 81,000, Balkarlar ise 42,000 kişiye yükselmişlerdir.
11- NOGAYLAR : aslında Nogaylar Kafkasya`da XVII.yy.ın sonlarında ortaya çıktılar . Daha XV.yy.ın ortalarında Küçük Nogay Ulusu Kuban Nehri`nin kuzeyine gelmişse de daha güneye inmemişti. 1771 de Ruslar Yedisan ve Bucak Nogayları`nda üç kabileyi daha Kuban boylarına sürdüler. Daha sonra bir kabile daha Kuban boylarına katildi. Burada General Suvorov`un katliamnından kurtulabilenler Sogucak Kalesi` nde bulunan Ferah Ali Paşaya başvurdular. Kendilerinin Kabartay arazisinde ve Osmanlı topraklarına yerleştirilmesini istediler. Ferah Ali Paşa onlardan (gerektiğinde) hem Çerkesler`e hem de Ruslara karşı yararlanabileceğini düşünerek onların bu isteklerini kabul etti. Bunlardan 10.000`i Hacılar Kalesi yanında, 10.000`i Hatukay arazisinde, 10.000`i Laba Nehri boyunda 10.000`i de Anapa Kalesinin liman başında ve iki saatlik mesafede yerleştirildiler. Nogaylar`ın Dağıstan dahilinde kalanlarının 1959`daki mevcutları 38.582 kişi idi. Bugün Dağıstan`ın dışında Krasnodar ve Stavropol eyaletlerinde oturanlar da bulunmaktadır. Bunlar Kazak ve Karakalpaklar`la aynı Türkçe yi kullanırlar. Nüfuslarının büyük kısmını göçlerden kaybetmişlerdir.